Last edited on Jan-14-2024 at 07:08 AM (UTC 3 Nineveh, Assyria)
(Turkish) Osmanlıda ve Cumhuriyet’te Asker ve Sivil Bürokratların Kaleme Aldığı Asur ve Ermeni Raporları I Editor: Jan Beṯ-ŞawoceÖnsöz Tarih biliminin en önemli birinci el kaynaklarını kısaca şöyle saymak mümkündür: Antik döneme ait yapılar, arkeolojik buluntular ve yazıtlar gibi somut varlıklar; olayların yaşandığı döneme ait el yazma veya basılı kronikler; devletin resmi arşivleriyle bazı kişilerin veya kurum ve kuruluşların arşivlerindeki belgeler; gazete, dergi gibi süreli yayınlar; fotoğraf, film gibi görsel malzemeler ve anlatımlara dayalı sözlü tarih. Bu çalışmada yayınlanan “Layiẖa’lar”, devlet arşivlerine ait önemli bir belge çeşididir. Layiẖa’lar; ait olduğu dönemde yaşanmakta olan önemli bir olay hakkında, alanında bilgi veya deneyim sahibi kişi, kişiler veya kurumlar tarafından kaleme alınmış detaylı raporlardır. Üst düzey yöneticilerin görevleriyle ilgili olarak zaman-zaman veya denetlemeleri, gezileri sonucu rapor sunmaları da bir gelenektir. Devlet görevinden emekli olmuş tecrübe sahibi kişiler veya alanlarında bilgi sahibi şahıslar tarafından da sunulabilirdi.1 Öncelikle devlet başkanına veya diğer bazı kurumlara sunulan bu raporlar, devletin karşılaştığı yönetimsel, ekonomik, güvenlik, diplomatik ve en çok da sosyal konularda hazırlanırdı. Ülkeyle ilgili bir problemin detaylı olarak ele alıp incelendiği layiẖa’ların sonunda çözüm odaklı, yapıcı öneriler yer alırdı. Tarih disiplini açısından arşiv belge ve dokümanları devletin resmi görüşünü yansıtan taraflı denilebilecek kaynak iken Layiẖa’lar, bunlara oranla daha objektif olmaları açısından önemli birer kaynaktır. Bu çalışmada, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasında “Doğu ve Güneydoğu Anadolu” olarak anılan bölgede yaşayan Müslüman olmayan toplulukların bazı toplumsal, ekonomik, asayiş vb konuları ile bölgede bulunan diğer kesimlerle olan ilişkileriyle ilgili olarak hazırlanmış Layiẖa’ların yayınlanması amaçlanmıştır. Bir tarih kaynağı olan bu raporlar Osmanlıca olarak kaleme alınmıştır. Ancak geniş bir okuyucu kitlesine hitap edebilmesi ve kolay anlaşılabilmesi için orijinal dilinde değil, günümüz diline uygun olarak sadeleştirilmiştir. Kronolojik olarak ve Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi olarak sıralanmış olan 13 aded raporun ilki, Mareşal Halil Kamil Paşa tarafından hazırlanmış Nasturi Raporu’dur. Bedirhan Bey’in Kürt aşiretlerle birlikte 1843 yılında Nasturilere karşı giriştiği ve çok miktarda can ve mal kaybına yol açan saldırıları aktarmaktadır. Ayrıca bu konu ile ilgili yöre yöneticilerine yazılmış yazılara yer verilmiştir. Daha sonra, benzer konular üzerine hazırlanmış; birisi Dışişleri Bakanı Ali Paşa’ya, diğeri ise bürokrat Kastro Bey’e ait iki rapor bulunmaktadır. Bu raporda, Osmanlı coğrafyasındaki Katolik mezhebinden olan muhtelif azınlıkların kendi içlerindeki bazı sorunları ve özellikle de Vatikan’la yaşamış oldukları dini yönetim problemi ele alınmıştır. Emekli bürokrat Mehmed Mansur Efendi’nin Ermeni sorununa genel bir bakış sunduktan sonra Osmanlı Devletince bu konuda yapılması gereken düzenlemeleri II. Abdülhamid’e sunduğu rapor dördüncü layiẖa’dır. Beşinci raporda, Osmanlı devletinin Doğu bölgesindeki görevlilerinin halkla diyalog kuramadıkları, bilakis yerel egemenlere baskı yapma fırsatı tanıdıkları ve yöre halkıyla Hıristiyan nüfusa haksızlık yapıldığı milletvekili Ahmed Fazıl tarafından dile getirilmiştir. Kıdemli yüzbaşı Mehmed Ali’nin raporu da yine Nasturiler’in inançları, dini hiyerarşileri, okulları hakkındaki bilgilerin yanında onların yaşadığı bölge hakkında da önemli veriler içermektedir. Yedinci sıradaki layiẖa bu defa Van Ermeni Murahhas Vekili Kirkor Altcıyan tarafından Denetleme Kurulu’na sunulmuş olup, devletin komitacılara karşı yapmış olduğu operasyonlar esnasında Ermeni toplumunun da zarar gördüğünü raporlamıştır. Osmanlı döneminde kitap olarak da basılmış olan Kolağası Mehmed Beliği beyin raporu da Nasturilerin dini hiyerarşileri, yaşadıkları köyler, aşiretleri, Miran aşireti lideri Mustafa Paşa’nın yaptığı haksızlıkları ele almaktadır. Birisi Ermeni milletvekili olan Zohrap Efendi ve birkaç arkadaşı tarafından, birisi de Zohrab Efendi’nin tek başına yazdığı ve bölgede yapılması gereken reformları içeren iki rapor hazırlanmıştır. Bu raporun içeriğine, devletin Meclis-i Vükela’sında ele alınıp tartışılan ve bazı kararlar alınmış olan nüshasından ulaşılmıştır. Onuncu sıradaki rapor, emekli bir bürokrat olan Cizreli Raif efendi tarafından tamamen Zohrab Efendi raporuna bir cevap niteliğinde hazırlanmıştır. Özellikle hukuk konusunda bilgi sahibi olduğu anlaşılan yazar, Zohrab Efendi’ye olan itirazlarının yanında katıldığı konulara ve önerilere de yer vermiştir. Kitapta sadece “Layiẖa” formatında hazırlanan raporlara değil, aynı amaçla yapılmış gazete yayınlarına da yer verilmiştir. Bu makalelerde ve haberlerde de gayr-i Müslim topluluklarla ilgili konular işlemiştir. Bu gazeteler; Peyman, Şark ve Kürdistan Gazetesi, Tanin ve Takvim-i Vekayi’ Gazetesi’dir. Gayr-i Müslim topluluklarla ilgili değerlendirmeler Cumhuriyetten sonra da devam etmiştir. Bunların ilki Vali Haydar bey ile yapılan röportajdır. Bu söyleşide Nasturiler hakkında doyurucu bilgiler bulmak mümkündür. Son olarak da, Mülkiye müfettişi Derviş Hüseyin Hüsnü tarafından hazırlanan raporun adı “Kürt Raporu 1924” tür. Genç Cumhuriyet yönetimine bu konuyla ilgili detaylı bilgi verdikten sonra maddeler halinde bazı önerilerde bulunmuştur. Abdülmecit Mutaf 2 Aralık 2023 1 Daha geniş bilgi için bakınız; Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), İstanbul 1994, s. 335-339. 2 Emekli bir tarih doçentiyim. Osmanlı Arşivinde uzun bir süre çalıştım.
|